Bağımlı Kişilik Bozukluğu




Bağımlı kişilik bozukluğuna dair daha önce bir dergide makale yazmıştım.Daha sonra yolları ayırdık o dergiyle.Geçen gün bir takipçim bu konuyla ilgili soru sorunca bu makaleyi blogumda da yayınlamaya karar verdim.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, uysal, kararsız, teslimiyetçi, kendine güveni olmayan, dışsal onay duyan kişilerdir. Teslimiyetçi ve bağımlı olmalarının sebebi, başkalarının yardımı olmadan hiçbir şey yapamayacağına inanmalarıdır. Ergenliğin ilk zamanlarında başlar ve değişik koşullarda devam eder. Bu bozukluğu olan kişiler yalnız kalmazlar, yalnız kaldıklarında kendilerini gergin hissedeler ve genellikle depresyondan şikâyet ederek tedaviye gelirler. Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişilerde aşağıdaki belirtiler bulunur;
-Karar alırken mutlaka başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar. Tek başına karar aldıklarında yanlış yapacaklarını düşünürler.
-Kendini ifade etmekte zorlandıkları için kişiler arası ilişkilerde sorun yaşarlar. Sömürülmeye yatkındırlar.
-Kendileri olan güvenleri az olduğu için aktiviteleri ve sohbeti başlatamazlar. Dinlerken de aktif dinleyemezler, konuşanlar ve konuşulanlar hakkında kendini yetersiz hissederler.
-Yalnız kalmakta büyük sıkıntı çekerler, arkadaş canlısı gibi gözükseler de aslında amaç yalnız kalmaktan kurtulmaktır.
-Sürekli başlarının fikirleri doğrultusunda hareket etme gereği duyduklarından, hayatlarının sorumluluğunu alamazlar.
-Terk edilmeye aşırı hassasiyet geliştirdiklerinden bir ilişki bittiğinde hemen yeni bir ilişkiye başlama gereği duyarlar ya da biten ilişkinin devam edebilmesi için ısrarcı davranırlar.
-Eleştirilme, kınanma ya da onay görmeme gibi durumlarda aşırı incinirler.
-Kendisine uygun olmayan arkadaşlıkların ya da ilişkilerinin bitmemesi yönünde aşırı çaba sarf ederler. Hayır deme konusunda büyük sıkıntıları vardır.

-Terk edilme korkusu çok yüksek olduğu için normal yaşamsal gereklilikleri yerine getirmek konusunda sorun yaşarlar.



Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yapılan araştırmalar, anne-çocuk ilişkisinde aşırı otoriter yaklaşım ile aşırı korumacı davranışların hastalığın oluşumunda önemli bir etkisinin olduğunu göstermektedir. Bahsedilen bu iki yaklaşım biçimi, kişinin kendi başına hareket edemeyeceğine, hayatıyla ilgili sürekli başkalarının karar vermesi gerektiğine ve başkalarının kendisini korumaya ihtiyacı olduğuna dair inancın oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu olan kişiler, uzman yardımı almak için kendileri destek almaya gelirler. Bağımlı olduklarının genel olarak farkındadırlar ama bu durumdan rahatsız değildirler. Sinirlilik, gerginlik ve depresyondan şikâyetçidirler.
Bu bozukluğun tedavisi genellikle başarılıdır. Tedavide psikoterapi ile birlikte sakinleştirici türevi ilaçlar kullanılır..Fakat bu tip hastalar,ilaca da bağımlı hale gelebileceğinden ilacın kullanımında dikkatli olunmalıdır.Yapılan psikoterapiyle kişinin zaman içerisinde kendi yaşamlarının kararlarını alması sağlanır. Kişinin tedavi süresinde pasiflikten aktifliğe geçmesine yardım edilir. Kişinin kendine güven geliştirmesi ve bağımsız olmaya yönlendirilmesi için uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç duyulabilir çünkü değişim oluşturmak kısa vadede kolay değildir.



Bağımlı Kişilik Bozukluğu, klinikte en sık karşılaşılan bozukluklardandır. Ebeveynlerde böyle bir sorun varsa çocukta da olma olasılığı mevcuttur. Ailenin küçük çocuklarında daha sık rastlandığı, kadınlarda da erkeklerden daha yaygın olduğu görülmüştür. Bunun yanında çocuklukta kronik hastalık geçiren kişilerin de bu bozukluğa eğilimli olduğu yapılan araştırmalar sonucu gözlenmiştir.Sağlıklı bir yaşam geçirmeniz dileğiyle…


Bağımlı Kişilik Bozukluğu Bağımlı Kişilik Bozukluğu Reviewed by Yurdagül Çelik on Nisan 21, 2021 Rating: 5

84 yorum:

  1. Çok güzel bir makale olmuş, insan psijolojisi gerçekten çok garip bir kavram, bazen kendi davranışlarımı bile çözemiyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan davranışlarını çözebilmek bazen muamma...

      Sil
    2. Merhaba makalenizi okudum gerçekten güzel bir konuya deginmişsiniz.Bu konuda bir yöntemden bahsetmek istiyorum
      21 gün kaybetme korkunu kağıda yazıp hep daha korkunç senaryo ile birlikte sonra o kağıdı yakmak.ya da zihinsel olarak imajinasyon yoluyla bir süre sonra kaybetmekten korkmadığı için bağımlı halden çıkıyor insan

      Sil
    3. Bu tekniğin benzerlerini ben de kullanıyorum.Bu da güzel bir katkı oldu.Teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Benim ergenliğimde de bu sorunlardan bazıları vardı fakat kitap, müzik ve dostlarım beni bu durumdan kurtardı. Dünyada çoğu insanda bütün belirttiğiniz maddeler olmasa da maddelerin içindeki sorunlardan bazıları var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuyla ilgili bir test uygulamayı ve canlı yayın yapmayı da düşünüyorum.Çünkü çok sık rastlanan bir bozukluk :( Umarım daha farkında oluruz.

      Sil
  3. Yine çocukluğa geldik aileye geldik ne kadar önemli şu iki kavram. Anne olarak bazen çaresiz eksik hissediyor insan ama hatalarımızla varız.Dengeyi tutmak önemli. Bir daha okuyacağım, bakalım kimler uyuyor yazılan tanımlamaya:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilinçaltı çalışmalarında da hep çocukluğa hatta anne karnına kadar gideriz.Mükemmel anne baba formatı henüz olamadığı ve bilinçaltının hassasiyetlerini de bilemediğimiz için sekeller oluşuyor işte...

      Sil
  4. Benzer davranışları gösteren ne çok tanıdığm var. Tedavisi ılan bir hastalık olması iyi hiç olmazsa:DDD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen bu davranışlardan teşhis koymak tabi ki yetersiz.Mutlaka tetkikler,testler ve psikoterapiyle konulmalı teşhis.Sevgilerimle :)

      Sil
  5. Hastalık belirtileri her zaman ciddiye alınmalı ve tedavi edilmeli. Yoksa ilerleyen zamanda daha sıkıntılı durumlar oluşuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artarak gidiyor ve tedavi etmek daha da zorlaşıyor ne yazık ki :(

      Sil
  6. Eline, koluna sağlık Yurdagül'cüğüm çok önemli bir konuya değinmişsin, bu arada karikatürlere koptum yine:)))ya 'HAYIR' diyememe sorunu bende de var biraz, biraz diyorum yavaş yavaş kendi psikoloğum kendim olup hayır demeye gayret etmeye başladım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz işleyeceğim sanırım bu konuyu.Test filan da düşünüyorum.Hayır demeyi öğrenmek de büyük bir adım.Tebrikler ablacığım :)

      Sil
  7. aslında bi çeşit "içe kapanık şizofreni" gibi bir rahatsızlık olmalı bu..bu tür problemi olanları görmüştüm,hastanelerin kısa adı TRSM olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinde bu şekilde rehabilite olan bireyler vardı..haftanın 5 günü (bazen haftada 2 sefer olabiliyor) bireyler toplanır,bi arkadaş çevresi oluşturulur; toplumla adapte olması sağlanılması için el işi,tiyatro,mutfak vb gibi etkinlikler düzenlenir..işte bakın bu da bunlardan biri.. "konusu "işte evlilik" olan bi tiyatro gösterisi ; " https://www.youtube.com/watch?v=VJSUhG_NSuE " ve bu tür etkinlikler halen bile devam eder,aslında çok faydası vardır bu tür rehabilite merkezlerinin..aslında psikologlar olarak sizlerde bu şekilde rehabilite etkinlikleri düzenleyebilirsiniz diye düşünüyorum..güzel ve çok faydalı bir paylaşımdı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
  8. aslında bi çeşit "içe kapanık şizofreni" gibi bir rahatsızlık olmalı bu..bu tür problemi olanları görmüştüm,hastanelerin kısa adı TRSM olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinde bu şekilde rehabilite olan bireyler vardı..haftanın 5 günü (bazen haftada 2 sefer olabiliyor) bireyler toplanır,bi arkadaş çevresi oluşturulur; toplumla adapte olması sağlanılması için el işi,tiyatro,mutfak vb gibi etkinlikler düzenlenir..işte bakın bu da bunlardan biri.. "konusu "işte evlilik" olan bi tiyatro gösterisi ; " https://www.youtube.com/watch?v=VJSUhG_NSuE " ve bu tür etkinlikler halen bile devam eder,aslında çok faydası vardır bu tür rehabilite merkezlerinin..aslında psikologlar olarak sizlerde bu şekilde rehabilite etkinlikleri düzenleyebilirsiniz diye düşünüyorum..güzel ve çok faydalı bir paylaşımdı,emeğinize sağlık..🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu düşündüğün kadar ileri bir kişilik bozukluğu değil.Toplumda rahatça yaşıyoruz iç içe.Şizofreni psikolojide son nokta.
      Ben,psikolojik danışmanlık yüksek lisansı yaptım.Ruhsal hastalıkları tedavi etmiyoruz,kısmen rehabilite edebiliyoruz.Tabi ki herkes el ele verirse güzel şeyler olur diye düşünüyorum.İzleyeceğim gönderdiğin linki :)

      Sil
  9. çok bilgilendirici makale olmuş,ailenin küçük çocukları olayı sanırım ciddi bir konu,okuyunca gözümde canlanan kişiler hep ailenin son çocuğu....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de son çocuğum.Böyle bir bağımlı yanım oluşmuştu ama yatılı okul ve başka şehirlerde çalışmak gibi deneyimlerle çözdüm :)

      Sil
  10. Bağımlı değil bağlı evlatlar yetiştirin diye boşuna demiyorlar... Özellikle ileri ki yaşlarda, evliliklerinde,iş hayatlarında çok sıkıntılı bu bağımlılık konusu...
    Emeğine sağlık arkadaşım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet bağlı olmak doğru cümle :) Teşekkürler Şebocuğum :)

      Sil
  11. Bu tür sorunlar özellikle ergenlikte baş gösteriyor sanırım. Çocuğunun kendi kendine yetmesine izin vermeyen aileler bence bu konuda en büyük etkenlerden. Benim ailemde, annem aşırı korumacı iken babam beni daha savaşçı olmaya yönlendiriyordu. İkisinin arasında bir süre bocalamıştım ama sonunda savaşçı olmayı seçtim, iyi ki de seçmişim diyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ergenlikte artabilir ama kökeni taaaa 3 yaşa kadar gidiyor maalesef :( Savaşçı olup da fazla da kutba savrulmamak gerek canım benim :) Sevgilerimle :)

      Sil
    2. Ahahah yok 'terazi' dengede :) Sevgiler benden de :) İnstagram'daki oyun videonuz da (ablanızla birlikte olan) ne samimi olmuş. Bir hayli de formdasınız, tebrik ederim :)

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim canım benim.Yapı olarak samimiyeti severim.Ayağımdaki ev terliği komik ve karizmamı bozar diye düşünmeden attım videoyu :) Maskelere gerek yok ki :) Teşekkür ederim tekrar :)

      Sil
  12. geçmişteki halim desem , daha da bir şey demem , ama hiç bir zaman zincirleri kırmak için geç değil :D

    YanıtlaSil
  13. abla benim beynime çip mi taktın, düşündüğüm şeylerle ilgili paylaşım yapıyosun:) bende bugün kötü özelliklerimi yazacaktım, 1 numara da bağımlı kişilikti :) genel olarak uyuyor; ama hepsi değil bende, mesela gerçekten insanları seviyorum, yalnız kalmamk için arkadaş yapmıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demek ki bu ara kalp kalbe karşı :) Benim de az önce aklımdan geçti bloguna bakayım diye bir de baktım yorum yazmışsın :) Aramızda bu ara öyle bir enerji oluştu :) Bu konuyla ilgili canlı yayın ve test de düşünüyorum :) Dilerim faydalı olur :)

      Sil
    2. beni haberdar et :) benim testi kardeşim yapmıştı

      Sil
  14. Karikatürler ayrı olay..Uysal,kararsız,teslimiyetçi,kendine güveni olmayan,dışsal onay duyan..hiç değilim bir de belirtileri de göstermiyormuşum..Bu arada ben de herşeyin başı sağlık diyerek sağlıklı bir yıl ve ömür diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ne güzel,bağımlılığa yatkın olmamanız :) Özgür bir ruhun var sanırım :) Sağlıklı ve mutlu yıllar olsun inşallah :)

      Sil
    2. Aslında konu dışı ama aslan burcuyum.Her ne kadar ilgim olmasa da burçlarla, özelliklerini taşıdığım söylenebilir :)

      Sil
    3. Sözde bilim olarak bakıyor bilimselciler ama ben astrolojinin kişisel bazda incelenmesi ve yorumlanması taraftarıyım.Ben de oğlak burcu olarak çalışmayı çok seven biri olduğumu söyleyebilirim :)

      Sil
  15. Ebeveynler ne kadar da önemli hayatlarımızda, bilinçli olmalılar ki yetiştirdikleri çocuk da sağlıklı olsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağlıklı ve dengeli ebeveyn davranışları çocuğun kişiliğinin gelişiminde gerçekten çok önemli.Ne kadar sağlıklı ve dengeli bir toplumuz bilemiyorum :)

      Sil
  16. Yazdığınız sorunlar genel olarak bende var, ben mi her şeyi sorun olarak gördüğümden böyle düşündüm bilmiyorum ama bu mantıksız da gelmiyor. Ben kendimi bildim bileli kardeşim var. Ne yapsam kardeşimleyim, aramızda pek yaş farkı yok. Bana bi iş düştüğünde ona yaptırırdım, şuan özgüvenli birisi. Bense dışarıda zorlanıyorum.
    Birisiyle tanışacağım zaman arkadaş canlısı görünüyorum ama hep bi yalnızlık korkusu.. Yakın arkadaşımla aramız mı bozuldu başka bir yakın arkadaş edinme telaşı..
    Şuaralar özellikle her şeyi sorun olarak görmekten psikoloğa gitmek istiyorum, bir şeyim yoksa söylensin rahatlayayım, varsa da düzeltmek için çabalayayım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında sizin hayat kaliteniz etkileniyorsa ve sorun hissediyorsanız sorundur.Bu yönden bir bakın bakalım hayatınıza.Dilerim kolayca çözersiniz.Hiç bir şey için geç değildir.

      Sil
  17. Genel olarak benimle uyuyor ve uyması beni üzüyor. Kalemine sağlık. ~

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çözümü var üzülmeyin.Fark etmek de önemlidir.Sevgilerimle :)

      Sil
  18. Çok güzel bir yayın gerçekten emeğinize sağlıkk...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz için ben teşekkür ederim :) Sevgilerimle :)

      Sil
  19. Çok şey ya ailenin yetiştirmesinden ya da aileden gelen şeylerden, kalıtımsal olarak çıkıyor ortaya. En küçük çocuk konusu ilginçti...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En küçük çocuklarda biraz fazla olması,aşırı korumacı anne,baba tutumundan ya da kardeşlerin tutumundan kaynaklanabilir.

      Sil
  20. Hocam slogan belli her şeyin ne fazlası nede azı.Şerbete göre düzen diyebilir miyiz bu konu hakkında da? :))

    YanıtlaSil
  21. Kendimden de bir şeyler buldum sanki. Dikkatli olmalı.

    YanıtlaSil
  22. Bayıldııım. Harika olmuş burada yayınlamanız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dergide yazdığım makaleleri ara sıra yayınlayım öyleyse :) Teşekkürler :)

      Sil
  23. Çok yararlı bilgiler.Emeginize sağlık.. Bağımlılıktan kurtulmak için kişinin önce kendi bağımlı olduğu konuları farketmesi ve yüzlesmesi gerekiyor galiba..
    Herkesin okuması gereken bir makale.Tesekkurler.Sevgiler😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fark etmek,gerçekten bir dönüm noktası :) Benden de sevgiler :)

      Sil
  24. heeey biz de blog bağımlısıyız ama işteeee hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bağımlı kişiler başka şeylere de kolayca bağımlılık geliştirebilirler :) Önemli bir anektot :)

      Sil
  25. Belki çok detaylı bir konu ama çok bilglilendirici bir özet olmuş :) emeğinize sağlık ;)

    YanıtlaSil
  26. Çok teşekkürler Yurdagül kızım. Birebir değil tabii ama yalnızlık ve "kayıplardan sonra yerleşen kaybetme korkusu büyük etken" der doktorum beyefendi... Fazla da anlatmaz :) Çok daha önemli rahatsızlıklar var, siz biraz kaprislisiniz diyor. Doğru söylüyor. Aman, kaprisin yüzdesi fazladır inşallah :) Canım, gerçekten çok değerli bilgiler. Sağ ol. En son karikatüre bayıldım :))) Sevgilerimle kızım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konudan muzdarip çok insan var.Konuya biraz daha gireceğim.Dilerim faydalı olur.Öpüyorum seni ablacığım :)

      Sil
  27. Ne güzel anlatmışsınız . Çok çok faydalı olmuş . Elinize sağlık . 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de ne güzel şeyler söylemişsiniz :) Okuduğunuz ve güzel yorumunuz için ben de size teşekkür ederim :)

      Sil
  28. Bu makale kafamı karıştırdı. Yalnızlığı severim de ben aktif dinleme, konuşma başlatma filan onlarda sıkıntılıyım. Bir de pek arkadaşlığımın bitmesi konusunda ayak sürüyor olabilirim. Galiba biraz sosyalizasyonda sıkıntı yaşıyorum. Mesela, ben kendimi tanımadığım insanların karşısında ifade etmekte zorlanıyorum. Bu kişiler yönetici pozisyonundaysa bir de tam bir problem oluyor...
    Bu konuda da yazar mısın?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısa ve net olarak anlatmaya çalıştım makalede.O açıdan eksik kalmış olabilir.Talebinizi not aldım.Tabi ki anlatalım :)

      Sil
  29. Çok güzel bir yazıydı, gerçekten bu bağımlılık değişik bir konu bende de hafiften olmasına rağmen bunu aşmaya çalışıyorum. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz daha değineceğim.Kısa bir video çektim.Test de var,bak bakalım bi :) Teşekkürler :)

      Sil
  30. Aşırı baskıcı, mükemmeliyetçi anne-babalar bir sebebi olabilir bağımlı kişilik gelişiminin. Faydalı bir yazı olmuş. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  31. Çok teşekkürler bu bilgilendirici içeriği bizlerle paylaştığınız için. Özet niteliğinde çok temiz olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmenize sevindim.Teşekkürler :) Sevgilerimle :)

      Sil
  32. Testi yaptim degilmisim. Eskiden olan birkac noktayi da bertaraf ettim 🤣🤣🤣

    YanıtlaSil
  33. -Eleştirilme, kınanma ya da onay görmeme gibi durumlarda aşırı incinirler.
    -Hayır deme konusunda büyük sıkıntıları vardır.Bunlar bende mevcut😊 ayrıca Annem de aşırı otorite uygulardı.Bağımlı kişilik bozukluğu olsada çözmeye çalışıyorum kendimce.Herşey beyinde bitiyor sanırım😊Bilgilendirici bir yazı olmuş Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer sıkıntı büyükse profesyonel yardım alınabilir...
      Sevgilerimle...

      Sil
  34. Yine çok güzel bir makale yazmışsın Yurdagül,tebrik ederim. Güçlü çocuklar yetiştirmek, sorunlu yetişkinleri onarmaktan daha kolaydır” diyor Frederick Douglas. Sağlıklı ebeveynlerle sağlıklı iletişim içinde olmak şu hayattaki en büyük şanslardan biri olsa gerek. Emeğine sağlık 🧿😊👏🌺🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.Bu güzel sözler mutlu etti beni :) Sevgilerimle :)

      Sil
  35. çok yakınımdaki biri bu şekilde ve maalesef çok üzülüyor ama kendini düzeltmeye de çalışmıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzeltmeye çalışması için bir farkındalık yaşaması lazım maalesef :(

      Sil
  36. çok var çevremizde bunlardan :)

    YanıtlaSil
  37. Aşırı korumacılık bizim ülkemizde çok fazla var dolayısıyla bu bozukluk da fazlaca kişide vardır diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bağımlı kişilik bozukluğu ile ilgili oran az değil.Son yıllarda da artmış olabilir.

      Sil
    2. Son yıllarda bence azalma eğilimine doğru gidiyordur diye düşünüyorum açıkçası. Daha Avrupâî tarzda çocuk yetiştirmeler benimsenmeye başlandı çünkü ülkemizde...

      Sil
    3. Danışanlarımda gördüğüm evlenseler dahi anne babaya dair yoğun bağlarının sürmesi.Sırf bu yüzden evli kalamayan gençler görüyorum.Birey olamıyorlar ne yazık ki :(

      Sil
  38. Bu tarz yazılar bana şu sözü hatırlatıyor hep '' Yan evde doğsaydın kaderin başka olacaktı'' hep sorunlar küçüklükten, aileden geliyor ne önemli şey aile olmak ama ''gerçek bir aile '' ne büyük bir sorumluluk. Keşke evlenecek çiftlere bu tarz eğitimler zorunlu tutulsa.. Yazınız çok başarılıydı emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.Ara ara makale tarzı yazıyorum.Beğenmenize de sevindim :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.