Günümüz koşullarında değişime uğrayan aile yapısı, yine de
en temel özelliklerini korumaya devam etmektedir. Bu yazımızda, yapısal olarak kalabalık
ailelerden, çekirdek ailelere doğru evrilen aileyi anne-baba-çocuk/çocuklar
arasındaki ilişkiler üzerinden tartışmaya çalışacağım. İki bölümden oluşacak yazımızın
ana düşüncesi de şu olacaktır: Mükemmel anne baba olmamıza gerek yoktur, çünkü sadece
mutlu anne-babalar mutlu çocuklara yetiştirebilirler.
Farklı eğitim, ekonomik, kültürel, psikolojik donanımlara
sahip her ailenin kendi bireylerine sahip çıkma hedefleri ortak olmakla
beraber, ailelerin bu hedefleri gerçekleştirmedeki biçimleri birbirinden son
derece farklı olabilir, bu da oldukça doğaldır.
Aile; en temel kavramları, en temel davranışları ilk olarak
gözlemlediğimiz, yaşantısal olarak deneyimleyip, içselleştirerek sosyalleşmeyi
öğrendiğimiz ilk kurum olmasından dolayı büyük bir önem taşır.
Bayan A ve Bay B, birbirlerini severek evlilik öncesinde
bir takım konularda uzlaşmışlardı. Çünkü böylesine önemli bir konuda gelişigüzel
adımlar atmanın sakıncaları konusunda yeterince bilgiye sahiptiler. Bizim de, başlı
başına bir başka yazının konusu olabilecek bu bilgilere sahip olduğumuzu
varsayıp ikinci aşamaya geçiyorum.
Çiftimiz, evliliklerinin ikinci yıllarını ilk günün coşkusuyla
yaşamaya devam ediyorlardı. Çünkü bu ilişkinin sürdürülmesi konusunda her ikisi
de üzerlerine düşen sorumluluğu almış, ilişkilerine gereken özeni
göstermişlerdi. İlişkilerinde Doğan Cüceloğlu’nun tanımladığı varoluşun beş
boyutunu karşılayabiliyorlardı.
Nedir bunlar?
- Birbirlerini önemsiyor, birbirlerini umursuyorlardı.
- Birbirlerinin sınırlarına saygı gösteriyorlardı.
- Birbirlerini oldukları
gibi kabul ediyor, yargılamıyorlardı.
- İlişki içerisinde her biri
kendini bütünün bir parçası olarak değerli hissediyor, bunu da
birbirlerine hissettiriyorlardı.
- Bayan A. ve Bay B. İlişkilerinde
güçlü ve güvenilir olmanın doyumunu yaşıyorlardı.
- En önemlisi birbirlerini
özlüyor, seviyor ve seviliyorlardı.
Bu varoluş ilkeleri üzerinden kurdukları iletişimde duygu,
düşünce ve bilgilerini paylaşarak birbirlerini anlamaya çalışıyor, anlamları
ortak kılma konusunda özenli davranıyorlardı. Neyi, ne zaman, nerede, nasıl,
söyleyeceklerini biliyor, olayları basite indirgeyerek sunabiliyorlardı. Akıcı
bir dille konuşup, birbirlerine ilettikleri mesajın anlaşılıp anlaşılmadığının kontrolünü
de yapıyorlardı. En önemlisi Bayan A. Ve Bay B. birbirlerini dinliyor, ortaya
çıkan sorunları birikmeden çözebilmenin yollarını araştırıyorlardı.
Sorunlarını tartışırken özenle şu noktalara da dikkat
ediyorlardı:
- Duygu ve düşüncelerini
olduğu gibi, abartmadan ortaya koyuyorlardı.
- Sorunlar şimdiki bağlam
içinde ele alıyor, eski birikimler işin içine sokmamaya gayret
ediyorlardı.
- Birbirlerine kesinlikle
öğüt vermiyor, davranışları somut bir biçimde ayrıntılı olarak ele alıyorlardı.
- Birbirlerini yargılamıyor,
sadece kendi duygu ve düşüncelerini ifade ediyorlardı. Hele ahlak dersi
vermeye hiç kalkmıyorlardı.
Bayan A. ve Bay B, varoluşlarına gösterdikleri özenle
kurdukları etkili bir iletişim sayesinde tutkulu bir şekilde başlayan
evliliklerinin karşılıklı saygı ve derin bir sevgiye evrildiğini görünce çok
daha büyük bir mutluluk yaşamaya başladılar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım
kerevetine demeden önce, güzel bir haberi de paylaşalım: Bayan A, birkaç gün
önce bebek beklediğini öğrendi. Bay B. bunu duyunca çok mutlu oldu. Aile büyüyordu.
Eşler arasında yukarıda tanımlamaya çalıştığım etkili ve
doğru iletişimin, istenirse, öğrenilebilir olduğunu, bu potansiyelin hepimizde
bulunduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizerek,
daha bir mutlu bir yaşamın anahtarına zaten sahip olduğumuzu söylemek
istiyorum.
Bayan A. ve Bay B.nin yaşamlarında yeni bir dönem başlıyor. Ancak
biz; onların çocuklarıyla olan ilişkilerini anlatmayı bir sonraki yazımıza
bırakıyoruz.
Bin sevgi ve saygıyla…
Hipnoterapist-Konuk Yazar
Seyfettin BABAT
Hipnoterapist-Konuk Yazar
Seyfettin BABAT
Aile İçi Etkili İletişim-1
Reviewed by Seyfettin BABAT
on
Ocak 06, 2021
Rating:
Ne kadar yararlı bir post olmuş Yurdagül'üm. Bu eğitimden geçen ya da tüm maddeleri uygulayabileceğine inanan kişiler yuva kurmalı. Birbirini hiç tanımadan yapılan evliliklerde mutluluk payı bence çok düşüktür. Emeğine sağlık yavrum. Sevgiyle kucaklıyorum seni :)
YanıtlaSilİnsan evlenmeden önce ilişkiye girmeden önce kendini ve ilişkiden ne beklediğini bir gözden geçirmeli.Bodoslama evliliklerin sonu hüsran olabilir.
SilBen de kocaman öpüyorum seni ablacığım :)
Seyfettin Babat Bey'e teşekkürler :)
YanıtlaSilBizden de kocaman sevgiler sana :)
SilSeyfettin beyin yazısı çok güzel; ne iyi yazmış mükemmel ana baba değil zaten kimse mükemmel olamaz MUTLU ana baba olmak lazım ki, mutlu çocuklar yetiştirsinler. Herkes ana baba olmamalı, internete giriyoruz haber sitelerine bebeğini dövenler, bebeğini doğar doğmaz çöpe atanlar...işte mutlu olsalar böyle yaparlar mı?.....Senin de, yazanın da eline sağlık canım. Sevgiler:)
YanıtlaSilBen de herkesin anne baba olmaması gerektiğini düşünüyorum.Bu fikrim zaman zaman da çok eleştiri alıyor.Sağlıklı nesil yetiştirmek çünkü çok önemli.
SilTeşekkürler Müjde abla :)
gozlemledigim kadarıyla evliligin ikinci yılında catlaklar olusmaya baslıyor ve sonrası sadece cocukla ilgili..
YanıtlaSilkisiler kendilerini guncellemedikce biseyler hep biter..
ilk 5 yıl riskli yıllar olarak geçiyor.Boşanma açısından o yüzden dikkat etmek lazım o döneme.
SilBöyle yazılar çok önemli. Böyle yazılara devam edin bence. Teşekkürler.
YanıtlaSilPsikoloji üzerine yazılar devam edecek.Teşekkürler :)
SilExcellent post (as always)!Thank you very much :)
YanıtlaSilThanks :) Kiss :))
SilÇok güzel bir yazı. Örneklendirerek anlatmış olması yazıyı güzel ve anlaşılır kılmış. Seyfettin Bey'e teşekkürler.
YanıtlaSilÖykü yazarı olduğu için konuları hikayeleştirerek anlatıyor.Teşekkür ederiz biz de :)
SilBildiğimiz ama bazen uygulamadığımız maddeleri sıralayınca, hatırlatma oldu teşekkürler :)
YanıtlaSilBiz teşekkür ederiz :) Sevgilerimle :)
SilTutkuyla başlayan evliklerin sevgi ve saygıyla devam etmesi ancak bu örnek ailenin yaptıklarıyla mümkün. Şimdi bakalım çocuklarla iletişim nasıl olacak, merakla bekliyoruz.
YanıtlaSilBen de yeni yazıyı bekliyorum merakla :)Teşekkürler :)
Silah evet keşke olsaaa :)
YanıtlaSilİstenirse olur sanki :)
SilIlk oğlum dünyaya geldiğinde kitabindan malzemesine, mükemmel annecilik oynadim. Ikinci oğlumda daha rahat olmakla beraber eskiden kalan bazı alişkanliklar devam etti. Kizim Kizim d artik mükemmel olmaktan çoktan vazgeçmißtim. En mutlu ve rahat büyüyen çocuğum da kızım oldu 🙂. Bu güzel bilgiler için teşekkür ederiz.
YanıtlaSilSenin bu yaşanmış örneğin de çok güzel oldu.Teşekkürler Deryacığım :)
SilBilgiyi kurguyla anlatmanız ne güzel olmuş.Bayan A ve Bay B'nin maceralarını merakla bekliyoruz :))
YanıtlaSilÖykü yazarı olduğu için Seyfettin bey anlatırken bu tekniği tercih ediyor.Sevdiyseniz ne mutlu bize :)
Silaile içicde iletişim kopuklukları çok fazla olmaya başladı son dönemlerde çocukların ayrı kadının ayrı ve erkeğin ayrı bir dünyası var ve bir evin içindeki yabancılar gibi yaşıyorlar gezdiğim yerlerde kız erkek çay bahçesine geliyor oturuyor ve tahminim 5 dk konuşup telefonu ele alıp onunla saatlerce uğraşıp telefonda ki işleri bitince burdan sıkıldım diyip gidiyorlar yurdagül hanım yazılarınız bize çok şeyler katıyor teşekkür ederim.
YanıtlaSilTeknoloji bizim iletişimleri çok etkiledi ve yalnızlaşmamıza neden oldu.Değerli katkınız için çok teşekkür ederiz :)
Silawesome article..
YanıtlaSilthanks for visiting my blog and have a nice day
Thanks :) Have a nice day:)
Silaferin onlaraaaa :)
YanıtlaSil:))Ne sevimlisin sen :))
SilDoğru yaklaşımlar.. Eşler arasında tanımlanan etkili ve doğru iletişim dediğiniz gibi istenilirse öğrenilebilir ve bu potansiyelin herkesde olması da önemli..Daha bir mutlu bir yaşamın anahtarı hepimizde.. Emeğinize sağlık..
YanıtlaSil🙂
Yorumunuz için ben de teşekkür ederim :)Sağlıkla kalın...
Sil