TÜKENDİM, TÜKENDİM, TÜKENDİM ARTIK!-I

TÜKENDİM, TÜKENDİM, TÜKENDİM ARTIK!
I.BÖLÜM
psikoloji

psikoloji


Bugün sizlere “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin Hürrem’i Meryem Uzerli’nin yaşadığı ve popüler kültür ürünlerimiz aracılığı ile bizleri tanıştırdığı bir ruhsal çöküş durumundan söz edeceğim: Tükenmişlik Sendromu (BURNOUT SYNDROME).

Bizler her ne kadar yakın bir geçmişte tanışmış olsak da, dünyada bu hastalıkla ilgili ilk tartışmalar 1970’li yıllarda başlamıştır.

psikoloji
1974 yılında Herbert Freudenberger, ardından 1980’li yıllarında Christina Maslach, tükenmişliği detaylarıyla incelemiş ve bu alanda önemli çalışmalara imza atmışlardır.

psikoloji
Christina Maslach  

Tükenmişlik Sendromu, çok yakın bir tarihte Uluslararası Hastalık Sınıflandırması ICD’de ilk defa tıbbi tanı sınıfında yer aldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından hazırlanan ICD-11 kılavuzunda tükenmişlik, "kronikleşmiş iş yeri stresinin başarılı biçimde yönetilmemesi sonucu ortaya çıkan sendrom" olarak tanımlandı.

Nedir bu tükenmişlik?

psikoloji

Tükenmişlik; işi gereği yoğun duygusal taleplere maruz kalan ve sürekli diğer insanlarla yüz yüze çalışmak durumunda olan kişilerde görülen fiziksel bitkinlik, uzun süreli yorgunluk, çaresizlik ve umutsuzluk duygularının, yapılan işe, hayata ve diğer insanlara karşı olumsuz tutumlarla yansıması ile oluşan bir sendromdur.

İsterseniz yine bir hayali kahramanın üzerinden anlatmaya çalışalım tükenmişliği.
Bay E; büyük bir bankada çalışan, evli, iki çocuklu bir memurdur. Bu yıl, meslekteki 15. yılını tamamladı.
psikoloji

Çalışmaya başladığı ilk yılları düşündü Bay E. :

Fazlasıyla bir mutluluk halindeydi. Okulu bitirip askerliğini tamamladıktan hemen sonra girmişti bu işine. Her şeyin üstesinden gelebileceğine inanıyordu. Mesleki beklentisi her yeni başlayan gibi yüksekti. İşine düzenli gidip gelmekte, verilen her işi mükemmel bir şekilde tamamlamaktaydı. İşini her şeyden çok seviyor, uzun mesailer ona vız geliyordu. İş yerindeki çekişmeler, çatışmalar, gerginlikler onu hiç etkilemiyor gibiydi. Nasıl olduysa bu arada, şimdi karısı olan kadınla tanışmış, evlenmiş; ancak balayını yarıda keserek bankanın önemli müşterilerinden biri olan Z firmasının halledilmesi gereken bir işi için bankaya dönüş yapmak zorunda bırakılmıştı. Dört yıl içinde iki çocuğu da olmuştu Bay E.nin.


Yıllar acımasızca akıp gidiyordu. Bay E. her günü bir öncekinin aynısı gibi yaşadığının yavaş yavaş farkına varmaya başlamıştı. Evdeki kimi sorunlar, büyüyen çocuklarının beklentileri, iş yerindeki zorunluluklarla birleşince bu durumdan rahatsızlığı gün geçtikçe artıyordu. Bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı, ama parçaları bir türlü birleştiremiyordu. Yaşamının tek amacı işi miydi? Çocukların en önemli günlerinde yanlarında olamadığı için çok üzüldüğü günleri hatırlamış; karısının gün geçtikçe kendisinden uzaklaştığını acıyla kavramaya başlamıştı. Eskisi gibi bir arada da olamıyorlardı.


psikoloji

Bir gün, müdürüne gidip üzerindeki iş yükünü azaltmasını, bazı işleri diğer arkadaşlarına bölüştürmesini istemişti. Müdürü onun gibi değerli ve çalışkan bir elemanı olduğu için ne kadar şanslı olduğunu anlatmış Bay E.ye. Kendisinin en güvendiği çalışanı olduğunu da eklemiş sözlerine. Onun her işin üstesinden gelebileceğini, diğer arkadaşlarının da en az kendisi kadar çalıştıklarını, bankanın şu aralar yeni eleman istihdam edemeyeceğini de üzerine basa basa söylemişti Bay E.ye.

psikoloji

Bu durumu müdürü ile paylaştığı duyulunca iş yerindeki arkadaşları ona tavır aldılar . Üstelik uzun zamandır beklediği terfi de bir başka arkadaşına verilmişti.

İnsanları, sistemi ve olumsuz çalışma koşullarını değiştiremeyeceğini anlayan Bay E. yoğun endişeye kapıldı. İçine kapandı, uykuları kaçmaya başladı. Arkadaşları ile daha az görüşür, daha az konuşur oldu. Yemeden,içmeden kesildi.


Çok derin bir umutsuzluğun, inançsızlığın ve duygusal bir kopmanın içerisindeydi artık. Ne yaparsa yapsın kafasındaki düşünceleri uzaklaştıramıyordu. Mesleğini sadece sosyal güvence ve ekonomik nedenlerden dolayı yapmaya başlamış ve bundan artık hiçbir zevk almıyordu. Mesleği kendini gerçekleştirme ve doyum alanı olmaktan çok, sıkıntı ve mutsuzluk veren bir alan haline gelmişti. Müşterilerine olan ilgisini de kaybetmişti.

Bay E., tükenmişliğin birinci aşaması olan “Duygusal Tükenmişlik” değimiz durumu yaşamaktadır. Tüm duygusal kaynaklarını tüketmiş ve enerjisi azalmıştır. Duygusal olarak tükenmiş birey, yorgundur ve duygusal olarak yıpranmış hissetmektedir. Enerji noksanlığı ve tüm duygusal kaynaklarının tükendiğini düşünmesi, hizmet sunduğu bireylere eskisi gibi verici ve sorumlu davranmamasına neden olur. Gerginliği sürekli artmaktadır ve yoğun bir engellenmişlik duygusu yaşamaktadır.


Sırada “Duyarsızlaşma” vardır. Birey hizmet sunduğu kişilere karşı negatif ve katı bir tutum takınır. Yaptığı işe tepkisizleşmeye başlamıştır. Kişi meslektaşlarına karşı alaycı bir tutum takınmaya başlar.

Diğer insanların sorunlarını çözmede kendini güçsüz ve yetersiz hisseden kişi bundan dolayı oluşan duygusal yükü hafifletmek için kaçmayı tercih eder. Dolayısıyla diğer insanlarla anlamlı ilişkiler kurmaktan kaçınır.

Tükenmişliğin son aşaması ise, “Kişisel Başarı Noksanlığı”dır. Kişi başkalarına yansıttığı olumsuz düşünceleri kendisine de çevirmeye başlar, kendini suçlu hisseder. Hizmet sunduğu bireylere karşı yetersiz olduğuna dair bir duygu geliştirir. Sonunda kendisiyle ilgili olarak ulaştığı sonuç başarısız olduğu yönündedir. Kendilerini inandırdıkları bu durumdan çıkmak için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar kurtulamayacaklarını düşünürler.

psikoloji


Tükenmişlik Sendromu,  baş edilemediğinde, önlemler alınamadığında sonuçları çok yıkıcı olabilecek bir belirtiler bütünüdür. Yukarıda da belirttiğim gibi artık bir hastalık olarak da tanımlanmaktadır.

Peki, bununla nasıl baş edeceğiz?

Onu da bundan sonraki yazımızda anlatalım.

Daha mutlu bir yaşamın anahtarının içimizde olduğunu söyleyerek bin sevgi ve saygıyla bitirelim yazımızı.
Konuk yazarımıza dair bilgi için tıklayınız


Kaynaklar:
  •   DİŞ HEKİMLERİNİN MESLEKİ TÜKENMİŞLİKLERİNİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ: HATAY ÖRNEĞİ, Yayınlanmamış Klinik Psikoloji  Doktora Tezi (2018) , Dt. Seyfettin BABAT
  •   TÜKENMİŞLİK SENDROMU AKADEMİSYENLER ÜZERİNDE BİR UYGULAMA (GOÜ Örneği),  Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 10 / 2 (2008). 69-96, Doç.Dr.Kadir ARDIÇ, Arş.Gör. Sema POLATCI


TÜKENDİM, TÜKENDİM, TÜKENDİM ARTIK!-I TÜKENDİM, TÜKENDİM, TÜKENDİM ARTIK!-I Reviewed by Seyfettin BABAT on Aralık 16, 2020 Rating: 5

28 yorum:

  1. Bazen Bay E.' nin yolundan gidicem diye korkuyorum. Yazı serisinin devamını merakla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelecek devamı kısa zaman içinde :) Bakalım neler olacak?

      Sil
  2. Bayan S olarak devam ediyorum hayatıma

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baya koşturma içindesin.Kolaylıklar dilerim canım benim :)

      Sil
  3. Tükenmişlik öyle "ben yoruldum hayat... ev işlerini yapmak istemiyorum... ay çok sıkıldım... galiba tükenmişlik sendromu başladı bende..." gibi basit bir yorgunluk değilmiş demek ki. Bâya insanın yaşam kalitesini ve hatta çevresindekikeri de etkileyen ciddi bir hastalıkmış. Sayenizde öğrenmiş olduk:) Tedavisi nasıl olur, insan kendi-kendini iyileşdire bilirmi? Bunları da sonrakı yazıda görürüz inşallah. Teşekkürler.❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani evet kelimelerin anlamını biraz boşalttık sanırım.Depresyon da öyle hemen girip çıkılacak bir şey değil.Mesela her şeye mobbing demeye başladık.Halbuki mobbing(iş yerinde yıldırma)olabilmesi için en az 6 ay sistematik olarak yapılması gerekir.
      Ben teşekkür ederim :)

      Sil
  4. İş hayatında zaman zaman bu rahatsızlıkla karşılaşıyor herkes sanırım. Bazen hafif şekilde uğrayıp geçiyor bazen ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Özellikle yoğun iş temposunda ve kalabalık ortamda çalışan kişileri etkiliyor. Tükenmişlik sendromu değil de başka bir bahane üretilip ortamdan kaçılmasıyla sonuçlanması daha çok rastlanıyor. Muhtemelen benim gibi erken emekli olanları da bu sınıfa dahil etmek mümkün:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaçmak da bir savunma mekanizması elbette.Ben de istifa edenlerdenim :)

      Sil
  5. Türkiye'de bir çok insanın içerisine girmek üzere olduğu sendrom bence. İş hayatımız gün geçtikçe daha da stresli oluyor. Ayrıca mevcut ekonomik kriz koşullarında iyiden iyiye stres seviyeleri arttı. Allah sonumuzu hayır etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var olan şarjlar içinde kendimizi şarj etmeyi ve denge kurmayı öğrenmek gerek.Yok biz,biz olmaktan çıkarız...

      Sil
  6. ay uzerli böyle mi olmuş. gitsin bizim ülke tüketir insanıııı :) çevremde hiç görmedim bu sendroma giren ama medyada çok duyuyoz, oluyodur herhaldeee, bana çok mantıklı gelmiyo bu sendrom ama vardır tabii yakalanan. bana gelmez o sendrom, kışt kışt hadi sendroom sen kendini tükeeet :) bay e olmak da zormuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diziyi bitirememişti,başka oyuncu tamamlamıştı diziyi...
      Gitsin bizden evet :)

      Sil
  7. Çalışma hayatı yıllar geçtikçe sıradanlaşıyor, insanı mutsuz ediyor.Maalesef. Çoğumuz sadece hayatımızı ikame etmek için çalışıyoruz, çünkü sevdiğimiz işlerde değil, bulduğumuz işlerde çalışıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu döngü zor bir döngü.Bir dönem ben de yaşamıştım.Hele işkolikseniz tükenmişlik yaşamamanız mümkün değil...

      Sil
  8. Duymuştum ama ne olduğunu ayrıntılarıyla öğrenmiş oldum. Çok kötü bir şey, depresyona benzer yanları da var bence. Yardım almadan geçmez gibi... Teşekkürler paylaşım için kızım. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yardım gerektiriyor gerçekten :(
      Ben teşekkür ederim ablacığım :)

      Sil
  9. Neyse ki artık böyle bir sendromun varlığından herkes haberdar. Eskiden bu zorluğun pençesine takılanlara zayıf karakterli, buluttan nem kapan, şımarık, aciz, melankoli aşığı vs. gibi tonla isim takarlardı.. ve bu durumu yaşayanların yardıma ihtiyaç duyduğunu algılayamazlardı. Özellikle son yıllarda ülkemizde tükenmişlik sendromu yaşayan ve yaşamaya aday bireyleriz hepimiz. Konuyu Bay E. üzerinden örnekleyerek anlatmanız durumun anlaşılması açısından gayet etkili oldu. Yazının devamını da bekliyoruz.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de iş hayatında bu sendromu kısmen yaşamış biriyim :(
      Yakında gelecek devamı...
      Sevgilerimle...

      Sil
  10. Tükenmişlik sendromu bir ara çok moda olmuştu. Herkesin dilindeydi. Bazen mobbinglerde bu sendroma neden olabiliyor bence. İnsan sevdiği ve mutlu olduğu işi yaptığı sürece bence bu tür bir şey olmaz. Mecburiyetler konu dışı tabii.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında moda olacak bir hastalık değil.Belli bir silsileyi ve süreyi takip etmesi gerekiyor.Tabi kavramların içini boşalttığımız için de bu kavram da öyle oldu.
      Teşekkürler şeker :)

      Sil
  11. Tükenmişlik sendromu iş hayatında yaşayabileceğimiz, aslında yaşamın tam da içinde her yerde başa gelebilecek bir şey. Yazıda belirtilen aşamaların önüne geçilemediğinde bu kaçınılmaz gibi duruyor. Nasıl baş ederiz, ne gibi önlemler alırız kısmı için bir sonraki yazıyı bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz.Bir sonraki bölümde bu söylediklerinize değinecek diye düşünüyorum konuk yazarımız.
      Sevgilerimle...

      Sil
  12. Yaşamadığım ama yaşayanlara saygı duyduğum bir sendrom bu tükenmişlik sendromu.Zor bir durum tabii,bu tip insanlarda dikkat ettiğim en önemli şey yoğun bir inançsızlık ve karamsarlık duygusu taşımaları oluyor.
    Çok güzel ve detaylı bir yazı olmuş, eminim bir çok kişi çok faydalanacaktır, devamını bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlaç tedavisine de kronikleşen durumlarda baş vuruluyor ne yazık ki :(
      Teşekkürler canım benim :)

      Sil
  13. Günümüzün moda hastalığı. Işler cok birikince bazen bunalımın ucuna gelip gelip dönüyorum ben de 😆

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun bir periyodu var.Sürenin uzunluğu önemli.Tatil yaptın,eminim iyisindir şimdi canım benim :)

      Sil
  14. Tükenmişlik Sendromunu Meryem Uzerli ile duymuştuk evet. İlginç bir sorun ve zaman zaman hepimizin yaşadığını düşündüm yazdıklarınızı okuyunca. Bir de yeri gelmişten söylemeden edemeyeceğim, Meryem Uzerli'nin bu sendromu diziyi de tüketmişti bence. :) Başka bir Hürrem'e alışmak kolay olmadı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dizi de baya uzun sürmüştü sanırım.Bir kaç sezon oynayınca tükendi galiba kızcağız :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.