Sen kimsin ki benim için? Sen,beni asla tanımayan,bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden,bir taşa basarcasına üstüme basan,hep,ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içinde bırakan sen,kimsin ki benim için?(sayfa:52)
''Sana,beni asla tanımamış olan sana'' hitabıyla başlayan ve karşılık bulamayan aşkını anlatan bir mektup.
Kadın dilinden bu kadar gerçekçi bir iç döküş yazdığı için yazarı tebrik etmek gerek. İyi bir psikolojik tahlil yapamayan birinin böyle bir kitap yazması zor. Kimlerine göre platonik kimilerine göre saplantılı bir aşkı anlatıyor Zweig. Bu aşk öyküsünde ''taraflar'' yoktur,sadece bir ''taraf'' vardır.
Tek taraflı aşk yaşayan ve bunu karşı tarafa söylemektense fark edilmeyi bekleyen bu kadın,bana göre kendi varlığını bir aşk uğruna hiç etmiş,kendi değerini aşkının varlığı üzerinden tanımlamaya çalışırken kendini yok etmiş.Kitabı okurken böyle bir aşk duygusunun olabilitesini sorgulamadan geçemiyor insan. Obsesif bir aşk ve egozantrik bir adam.Sizce bu kitabın mutlu sonla bitmesi mümkün mü?
''Senin hakkında her şeyi biliyordum,her alışkanlığını,her kravatını ve her elbiseni tanıyordum,tanıdıklarının kimler olduğunu kısa zamanda öğrenmiş ve aralarında ayrım yapmaya başlamıştım,onları hoşlandıklarım ve bana itici gelenler diye sınıflandırıyordum...
On üç yaşımdan on altı yaşıma kadar her saat sende yaşadım.Ah ne delilikler yaptım bir bilsen!Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm,dairene girmezden önce fırlatıp attığın bir puro izmaritini çaldım ve onu,dudakların değmiş olduğu için,artık kutsal bir nesne saydım.''(sayfa:14)
Kitabın yazarın Stefan Zweig,20 Ekim 1881'de Viyana'da doğdu.Yazdığı eserler büyük ses getirdi ama hiç bir resmi ödülü kabul etmedi. Hitler döneminde Yahudilerin gördüğü zulüm nedeniyle Güney Amerika'ya gitti ve hayatını orada sürdürdü. Fakat giderek yükselen faşizm hareketi nedeniyle yakın arkadaşlarının rehin alınması onu derin bir umutsuzluğa sürüklemiştir. (O dönemde Alfred Adler'in yakınları da rehin alınmıştır.) İkinci eşi Lotte ile 1942 yılında intihar ederek bize değerli eserlerini bırakmıştır.
Yazarın şimdiye kadar okuduğum Satranç,Olağanüstü Bir Gece ve Korku adlı kitaplarını da sizlere öneriyorum.Keyifli okumalar...
Kitap Önerisi Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Reviewed by Yurdagül Çelik
on
Eylül 10, 2020
Rating:
Kitabı okurken bende kadına çok kızmış ve sürekli yargılamıştım. Yargılamamak mümkün değil ama bunun gibi platonik aşklar da kesinlikle vardır.
YanıtlaSilEskiden daha çok platonik aşklar olduğunu düşünüyorum ben de :))
SilKitabı severek okusamda kadına bende tepki gösterdim ama yinede güzeldi ellerine sağlık 🌸
YanıtlaSilKadın zaten sağlıklı olsa bu kadar saplantılı bir aşk yaşamaz diye düşündüm ben de :)
SilOkumamıştım..Ama ilgimi çekti..Listeme ekledim.Teşekkürler
YanıtlaSilİyi okumalar o zaman :)
SilZweig in ilk okuduğum kitabı. O zaman da etkilenmis ve yazari sevmistim ☺️
YanıtlaSilKadın psikolojisini çok iyi analiz etmiş.Çok hoşuma gitti benim de :)
SilAlbert Einstein hayatı gibi. teşekkürler kitap için.
YanıtlaSilHayatımıza değer katan çoğu insanlar gibi özel hayatları sıkıntılı :( Fakat eserleriyle de hala yaşıyorlar...
SilEline sağlık Yurdagülcüğüm, ben artık e- kitaba mı dönsem diyorum. Sorma gözlüklerim sorun yaratıyor pandemi yüzünden doktora gidemiyorum. Ne olacak bilmiyorum. :(
YanıtlaSilBenim de gözüm ağrıyor ve e-kitap okumakta zorlanıyorum :( Bildiğimiz gibi biraz daha devam edelim Müjde abla :)
Sil"Tek taraflı aşk yaşayan ve bunu karşı tarafa söylemektense fark edilmeyi bekleyen bu kadın,bana göre kendi varlığını bir aşk uğruna hiç etmiş,kendi değerini aşkının varlığı üzerinden tanımlamaya çalışırken kendini yok etmiş"
YanıtlaSilNe güzel yorumlamışsın. Ben de çok severek okumuştum bu kitabı ama okurken sürekli kızgındım.
Bazen susarak en büyük zararı kendimize veriyoruz :( Teşekkürler :)
Sil