Seyfettin BABAT
"RİSK TOPLUMUNDA" COVİD-19 PANDEMİSİ
VE
SAĞLIK ÇALIŞANLARI(*)
Giriş
Beck'e
göre artık klasik sanayi toplumunda değil, bir risk toplumunda
yaşıyoruz(Beck'ten aktaran Karakaş,2020). Bu toplum; risklerle karşı karşıya
kaldığımız, tehlikeli ve tahmin edilemeyen bir yer olarak
kurgulanmaktadır(Furlong & Cartmel, 2015). Hatta bu risk rejimleri yerel ya
da ulusal olmaktan çıkarak daha da küresel bir boyut kazanmıştır. Giddens,
risklerin yarattığı tehlikelerin sosyal sistemlerin küreselleşmiş karakteri
sayesinde daha belirgin hale geldiğini savunmuştur(Giddens,2010). Gerçekten
de küreselleşmenin hızlandırdığı iletişim ve ulaşım ağlarının
kolaylaştırıcı etkisiyle bulaşıcı hastalıkları sınırlı bir alanda tutmak daha
zorlaşmış; dünya, salgınlar açısından büyük bir risk alanına
dönüşmüştür(Güngörer, 2020).
Covid-19
hastalığı, ilk defa 2019'un Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde görüldü. Çok
kısa bir sürede kıtalar arası bir geçiş gösterdi. Bu hızlı, durdurulamaz
küresel yayılım üzerine Dünya Sağlık Örgütü, söz konusu salgını pandemi olarak
ilan etti(Kavas ve Develi, 2020).
Pandeminin
yarattığı karmaşa, toplumsal kurum ve örgütlerle birlikte birçok hizmet
sektörünün işleyişini değiştirmiş; insan sağlığı ve sağlık
sistemleriyle birlikte neredeyse her düzeni sarsıntıya uğratmıştır(Karakaş,
2020). “Risk toplumu” kavramsallaştırması bağlamında değerlendirdiğimizde;
salgının, küresel gelişim ve yayılımla tüm toplumlar ve ayrım yapmadan
toplumdaki her sınıf için daha görünür hale geldiğini söyleyebiliriz. Ancak
dezavantajlı grupları daha çok etkilediği de ortadır(Akbaş, 2020).
Salgın
dönemlerindeki özellikli konumlarından dolayı sağlık sektörü ve çalışanlarının
daha fazla etkilendikleri de bir gerçektir. Çünkü sağlık çalışanları Covid-19
pandemisinde olduğu gibi, herhangi bir salgına karşı yürütülen mücadelede en
temel ve en etkin olması beklenen iş gücüdür (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği,
2020). Bu çalışmada Covid-19 pandemisinin sağlık çalışanları üzerindeki bazı
etkileri sosyolojik bir bakış açısıyla tartışılacaktır.
Pandemide Sağlık Çalışanları
Hizmet
sektörünün en önemli alanlarından biri olan sağlık sektörü, normal şartlarda da
aşırı iş yükü olan ve kesintisiz olarak 24 saat hizmet veren kurumsal yapıları
barındırır.
Sağlık
çalışanlarının çalışma yükü ve stresi pandemi dönemlerinde oldukça artar. Uzun
mesai saatleri, hasta sayısında artış, ağırlaşan çalışma koşulları bu
yüklerden sadece birkaçıdır.
Salgınla
mücadelede en kritik rolü üstlenen sağlık çalışanlarının sadece günlük rutin
uygulamaları değil, günlük faaliyet alanları, çalışma ve iş hayatlarında,
toplumsal algı ve bakış açılarında da birtakım değişiklikler olur(Güngörer,
2020).
Sağlık
çalışanları, diğer sosyal gruplara göre virüse daha fazla ve daha uzun süre
maruz kaldıklarından, çok yüksek risk grubundadırlar. Bu temel riskin yanı sıra
bir takım ek sıkıntılar sağlık çalışanlarının zorlu görev süreçlerinde
peşlerini bırakmaz. Halk Sağlığı Uzmanları Derneği bunları şu şekilde
sıralamaktadır: “sürekli tetikte olma, ekip uyumu ve takibi
gereksinimi, yabancılaşma, mesleki tükenme, ayrımcılık ve
damgalanma ile fiziksel ve psikolojik taciz, şiddet.”(Halk Sağlığı
Uzmanları Derneği, 2020).
Birçok
değişkene bağlı olmakla birlikte, artan iş yükü, iş üzerindeki
kontrolün azalması ve toplumun bazı kesimlerince sergilenen sorumsuz
davranışlar sağlık çalışanlarında tükenmişlik düzey ve boyutunu ciddi
şekilde etkilemektedir(Güvenç & Baltacı, 2020).
Türk
Tabipler Birliği; yayınlamış olduğu Covid-19 Pandemisi Altıncı Ay Değerlendirme
Raporunda(2020), “Çin’de ve Kanada’da, SARS ile mücadele sırasında, sağlık
çalışanlarının aile üyelerine virüs bulaştırma korku ve endişesinin yüksek
olduğu çeşitli çalışmalarla saptandığı” ifadesine yer vermiştir(Güvenç
& Baltacı, 2020). Bu korku ve kaygı, iş stresini arttırmakta ve iş-aile
çatışmasına yol açmaktadır(Seher & Piyal, 2020). Söz konusu çatışma,
bir rol çatışması yaratırken, salgınla mücadele konusunda bazı
sıkıntıların da yaşanmasına neden olabilmektedir.
2014
yılında Konya Eğitim Araştırma Hastanesinde yapılan bir çalışmada "güçsüzlük,
anlamsızlık duygusu, kuralsızlık, yalnızlık ve kendinden uzaklaşma" olarak
tanımlanan yabancılaşmanın, sağlık çalışanları arasında yüksek düzeyde olduğu
görülmüştür(Hayrettin & Aysel, 2014). Sürecin belirsizliği, gün geçtikçe
artan hasta yoğunluğu, kaybedilen hasta sayılarındaki artış, hastalığa bağlı
olarak sağlık personelinde yaşanan ölümlerin yarattığı tükenmişlik duygusunun
yarattığı yabancılaşma, eskisine göre daha ağır bir yük olarak
yaşanmaktadır(Güvenç & Baltacı, 2020).
Sağlık
çalışanlarının bu dönemde yaşadıkları sorunlardan biri de, damgalanmadır. Bu
durum sağlık çalışanlarının sosyal destekten yeterince faydalanmalarına engel
oluşturabilmektedir (Güvenç & Baltacı, 2020). Medyaya da
yansıyan bir boşanma davasında çocuğunun velayetini almış bir kadın, mahkemede
eski kocası tarafından, sadece sağlık çalışanı olduğu için damgalanmıştır.
Baba, bunu ileri sürerek çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep
etmişse de, mahkeme bu isteği reddetmiştir (www.milliyet.com.tr, 2020).
Kadın Sağlık Çalışanlarına Kısa Bir Bakış
Birçok
ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de sağlık sektöründe cinsiyetle özdeşleştirilmiş
olan ebelik, hemşirelik, hasta bakıcılığı ve diğer yardımcı sağlık hizmetleri
gibi mesleklerde çalışan kadınların oranı %90’lara dayanmaktadır. Kadınların
istihdama katılmada ve çalışma yaşamı içerisinde karşılaştıkları cinsiyet
temelli sorunlar çerçevesinde Covit-19 salgınının kadın sağlık çalışanları
üzerinde yarattığı etkileri araştıran bir çalışmada, diğer sektörlerde olduğu
gibi sağlık sektöründe de kadınların erkeklere nazaran daha derin
etkilendikleri görülmüştür. Pandemi koşullarında daha da artan yoğun çalışma
koşulları, aile ve iş yaşamı arasında denge kurma sorununu kadın sağlık
çalışanları açısından oldukça sıkıntılı bir hale sokmaktadır. Kadın sağlık
çalışanları, pandemide sadece iş ortamındaki risklerle mücadele etmek zorunda
kalmamışlardır. Aynı zamanda, aile içi iletişim ve sorumluluklardaki
aksamaların yarattığı stres ve zorlukları da göğüslemeye çalışmışlardır. Bu
durum onları daha fazla riskle yüz yüze bırakmaktadır (Kavas & Develi,
2020).
Sonuç
Doğal
ya da insanın doğaya egemen olma çabalarının neden olduğu üretilmiş riskler;
toplumları ve gündelik yaşamı tehdit etmeye devam edecek gibi görünüyor.
Yapılan çalışmalarda ve kamuoyuna yansıyan bazı haberlerde açıkça
görülmektedir ki; Covid-19'un neden olduğu bu tehdit, toplumsal
sınıfları veya grupları görece farklı etkilese de, sağlık
çalışanlarını daha çok etkilemektedir. Beyaz yakalı çalışanlar gibi
evden çalışma şansına sahip olamadıkları gibi, Covid-19 pandemisiyle en önde
yüzleşirler.
Günlük
rutinlerinin dışına çıkmak zorunda kalan sağlık çalışanları, özellikle artan
hasta sayıları karşısında oldukça zorlanmaktadırlar. Buna malzeme
yetersizlikleri ve kurum içi örgütsel sorunlar da eklendiğinde çalışma
koşulları hem fiziksel, hem de ruhsal olarak daha da zorlayıcı bir hal
almaktadır. Mücadeleye devam edebilmeleri için hem örgütsel düzeyde, hem de
psikososyal olarak desteklenmeleri gerekmektedir. Dezonformasyona karşı doğru
ve düzenli bilgi akışı sağlanmalıdır. İş başındayken her türlü tehlikeye karşı
korunacaklarını bilmek sağlık çalışanlarını güvende hissettirecektir. Ayrıca
yaptıkları bu zorlu işe çok iyi odaklanabilmeleri için, ailelerinin de güvende
tutulduğunu bilmek isterler. Kurumlarının ve yöneticilerinin her türlü desteği
vereceklerine dair bir güvence ve olumsuz herhangi bir durumda gereken
tıbbi, sosyal ve maddi desteği alacaklarını bilmek, onları
rahatlatacaktır. Covid-19'un bir meslek hastalığı olarak tanımlanması
sağlık çalışanlarının ortak beklentisidir.
Kadın
sağlık çalışanlarının ev ve iş yerindeki yaşadıkları sıkıntıların toplumsal
cinsiyet bakış açısıyla değerlendirilip, çözümler üretilmesi kadınlar
üzerindeki ikincil yüklerin azaltılması yönünde yararlı olacaktır(Seher&
Piyal, 2020).
KAYNAKÇA
- Akbaş, E. (2020).
Covid-19’un Toplumsal Etkileri. ULİSA12/Kovid-19 ve
Sonrası:Disiplinlerarası Bir yaklaşım. içinde Ankara Yıldırım
Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar
(ULİSA) Enstitüsü.
- Furlong, A., & Cartmel,
F. (2015). Sınıfsız Kapitalizm. A. Editör:Giddens içinde, Sosyoloji
Başlangıç Okumaları (G. Altaylar, Çev., s. 303-310). Say
Yayınları.
- Giddens, A. (2010). Modernite
ve Bireysel-Kimlik. (Ü. Tatlıcan, Çev.) Say Yayınları.
- Güngörer, F. (2020).
Covid-19'un Toplumsal Kurumlara Etkisi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (Salgın Hastalıklar Özel Sayısı),
393-328.
- Güvenç, R., & Baltacı,
E. (2020). Covid-19 ve Sağlık Çalışanlarının Ruh Sağlığı.
- Halk Sağlığı Uzmanları
Derneği. (2020). 12 22, 2020
tarihinde https://korona.hasuder.org.tr/covid-19-hastaligi-ile-mucadelede-saglik-calisanlarinin-sagligi/
adresinden alındı
- Hayrettin, U. U., &
Aysel, A. A. (2014). Sağlık sektöründe yabancılaşma düzeyi. Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 1,
1-10.
- Karakaş, M. (2020). Covid-19
Salgınının Çok Boyutlu Sosyolojisi ve Yeni Normal Meselesi. İstanbul
Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, 40(1), 541-573.
- Kavas, B. N., & Develi,
A. (2020). Çalışma Yaşamındaki Sorunlar Bağlamında Covid-19 pandemisinin
Kadın Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkisi. Uluslararası Anadolu
Sosyal Bilimler Dergisi, 2, 84-112.
- Seher, B. K., & Piyal,
B. (2020, Temmuz). Covid-19 Pandemisi ve Benzeri Olağanüstü Durumlarda
Sağlık Çalışanları Açısından İş-Aile Çatışması. Sağlık ve Toplum
Özel Sayı. 119-123.
- www.milliyet.com.tr. (2020, 12 22). Milliyet gazetesi:
https://www.milliyet.com.tr/gundem/tartismali-karar-iptal-edildi-velayet-hemsire-anneye-verildi-6369708
adresinden alındı.
Sağlık çalışanlarının pandemi de işi zor..TBB'nin “Çin’de ve Kanada’da, SARS ile mücadele sırasında, sağlık çalışanlarının aile üyelerine virüs bulaştırma korku ve endişesinin yüksek olduğu çeşitli çalışmalarla saptandığı” ifadesini okuyunca aklımıza, sağlık çalışanlarının covid aşısını ilk yapanlardan olması geldi.. Ya onlara olumsuz birşey olursa ülkenn sağlık sistemi tamamen çökmez mi? O yüzden aşılalamaların sağlıkçılara öncelikli yapılması,stratejik bir hata gibi gözüküyor.. Sağlıkçılar deneme tahtası olmamalıydı.. neyse,makale çalışmanız iyi bir ödev olmuş,tebrik ederiz...😊
YanıtlaSilSağlıkçılar gerçekten zorlu bir süreç geçiriyor.Yorumunuz için teşekkürler :)
Sil